12 Kasım 2008 Çarşamba

Rüya ve İslam

Rüya ve slam
slam âlimlerinden bazilari rüyanin, rüya melekleri tarafindan gösterildigine inanirlar. Bunun
da insana rüyasinda refâkat eden rüya meleklerinin, insan ruhuna refâkat ederek degisik
yerlere götürülüp gezdirilmesi seklinde oldugunu söylerler. Bu seyahat sirasinda ruhun
gördügü olaylar, akil veya zihin olarak tabir edilen hafiza tarafindan kaydedilir, sonra yeri ve
zamani geldikçe veya uyandiktan sonra bir sekilde hatirlanir.
Rüya hakkinda hemen herkes bir seyler söylemis ve özellikle slam alimleri, rüya tabircileri
ve filozoflara varincaya kadar herkes, rüya üzerine degisik yorumlar yapmislardir. Burada
Risale-i Nur külliyatindan Mektubat isimli eserde geçen ve üstat Bediüzzaman’in naklettigi
güzel bir rüyayi ve rüyalara ait bazi ilmi gerçekleri ifade eden bir bölümü nakletmek yerinde
olacaktir. Söyle ki:
“Bir zaman kalp ehli iki çoban varmis. Kendileri agaç kâsesine süt sagip yanlarina biraktilar.
Kaval tabir ettikleri düdüklerini, o süt kâsesi üzerine uzatmislardi. Birisi “Uykum geldi.”
deyip yatar. Uykuda bir zaman kalir. Ötekisi yatana dikkat eder, bakar ki; sinek gibi bir sey,
yatanin burnundan çikip, süt kâsesine bakiyor ve sonra kaval içine girer, öbür ucundan çikar
gider, bir geven altindaki delige girip kaybolur. Bir zaman sonra yine o sey döner, yine
kavaldan geçer, yatanin burnuna girer; o da uyanir. Der ki: “Ey arkadas! Acayip bir rüya
gördüm.” O da der: “Allah hayir etsin, nedir?” Der ki: “Sütten bir deniz gördüm. Üstünde
acayip bir köprü uzanmis. O köprünün üstü kapali, pencereli idi. Ben o köprüden geçtim. Bir
meselik gördüm ki, baslari hep sivri. Onun altinda bir magara gördüm, içine girdim, altin dolu
bir hazine gördüm. Acaba tabiri nedir?” Uyanik arkadasi dedi: “Gördügün süt denizi, su agaç


çanaktir. O köprü de, su kavalimizdir. O basi sivri meselik de su gevendir. O magara da, su
küçük deliktir. ste kazmayi getir, sana hazineyi de gösterecegim.” Kazmayi getirir. O
gevenin altini kazdilar, ikisini de dünyada mesut edecek altinlari buldular.
ste yatan adamin gördügü dogrudur, dogru görmüs, fakat rü yada iken ihatasiz oldugu için
tabirde hakki olmadigindan, âlem-i maddî ile âlem-i manevîyi birbirinden fark etmediginden,
hükmü kismen yanlistir ki, “Ben hakikî maddî bir deniz gördüm.” der. Fakat uyanik adam,
âlem-i misal ile âlem-i maddîyi fark ettigi için tabirde hakki vardir ki, dedi: “Gördügün
dogrudur, fakat hakikî deniz degil; belki su süt kâsemiz senin hayaline deniz gibi olmus, kaval
da köprü gibi olmus ve hakeza...” Demek oluyor ki; âlem-i maddî ile âlem-i ruhanîyi
birbirinden fark etmek lâzim gelir. Birbirine karistirilsa, hükümleri yanlis görünür. Meselâ:
Senin dar bir odan var; fakat dört duvarini kapayacak dört büyük âyine konulmus. Sen içine
girdigin vakit, o dar odayi bir meydan kadar genis görürsün. Eger desen “Odami genis bir
meydan kadar görüyorum”, dogru dersin. Eger “Odam bir meydan kadar genistir” diye
hükmetsen, yanlis edersin. Çünkü âlem-i misali, alemi hakikiye karistirirsin.”
Kuran’da Rüya
Enfal Suresi 43. Ayet Hani Allah, sana rüyandan onlari az gösteriyordu; eger sana onlari açik
gösterseydi, korkacak ve kumanda da tartisacaktiniz. Fakat Allah, selamete bagladi; çünkü O,
bütün sinelerin özünü bilir.
Yusuf Suresi 4. Ayet Bir vakit Yusuf babasina: “Babacigim, ben rüyada onbir yildizla günesi
ve ayi gördüm. Gördüm ki, onlar bana secde ediyorlar.” dedi.
Yusuf Suresi 5. Ayet Babasi: “Yavrum, rüyani kardeslerine anlatma, sonra sana bir tuzak
kurarlar; çünkü seytan, insana belli bir düsmandir.
Yusuf Suresi 36. Ayet Onunla birlikte zindana iki delikanli daha girdi. Birisi: rüyada kendimi
sarap sikarken görüyorum.” dedi. Digeri: “Ben, rüyada kendimi basimin üstünde bir ekmek
götürürken görüyorum, ondan kuslar yiyor. Bize bunun tabirim haber ver; çünkü biz seni
iyilik sevenlerden görüyoruz.” dedi.
Yusuf Suresi 41. Ayet Ey zindan arkadaslarim, gelelim rüyaniza: “Biriniz, efendisine yine
sarap sunacak, digeri asilacak ve kuslar basindan yiyecek; iste fetvasini istediginiz mesele
halledildi!” dedi.
Yusuf Suresi 43. Ayet Bir gün hükümdar: rüyamda yedi arik inegin yemekte oldugu yedi
semiz inek ve yedi yesil basakla diger yedi kuru basak görüyorum. Ey efendiler, eger rüya
tabir ediyorsaniz, bana rüyami halledin!” dedi.
Yusuf Suresi 44. Ayet Dediler ki: rüya dedigin, demet demet hayallerdir, biz ise hayallerin
tabirini bilmiyoruz.”
Yusuf Suresi 46. Ayet Gelip: “Yusuf, ey dosdogru kisi, “yedi semiz inek. bunlari yedi arik
inek yiyor ve yedi yesil basakla diger yedi kuru basak” rü yasini bize tabir et, ümit ederim ki, o
insanlarin yanina cevapla dönerim, ola ki, degerini bilirler dedi.
Yusuf Suresi 100. Ayet Ana ve babasini taht üzerine çikardi, hepsi Yusuf için secdeye
kapandilar. Yusuf da:”Ey babacigim, iste bundan önceki rüyamin yorumu bu; gerçekten


Rabbim onu gerçeklestirdi, cidden bana iyilikte bulundu;çünkü beni zindandan çikardi; seytan
benimle kardeslerimin arasini dürtüstürdükten (bozduktan) sonra sizi çölden buraya getirdi.
Gerçekten Rabbim, diledigi sey için aldigi tedbirde çok hos davranir. Gerçek su ki, O, herseyi
çok iyi bilen, her yaptigin bir hikmete göre yapandir!
Yusuf Suresi 101. Ayet Ey Rabbim, Sen bana mülkten bir nasip verdin ve bana rüyalarin
tabirinden bir ilim ögrettin. Gökleri ve yeri yaratan Rabbim, dünya ve ahirette benim velim
Sensin! Benim ruhumu müslüman olarak al ve beni iyiler arasina kat!” dedi.
Enbiya Suresi 5. Ayet ( Onlar): “Bunlar bir takim karisik rüyalar; yok onu kendisi uydurdu;
yok o bir sairdir; öyle degilse, önceki peygamberlerin gönderdikleri gibi, bize bir mucize
getirsin!” derler.
Saffat Suresi 102. Ayet (Oglu) yaninda kosma çagina gelince : “Yavrum, ben seni rüyamda
bogazladigimi görü yorum. Artik bak ne düsünürsün?” dedi. (Çocuk da): “Babacigim sana ne
emrediliyorsa yap! Beni insaallah sabredenlerden bulacaksin!” dedi.
Saffat Suresi 105. Ayet rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, iste Biz güzel davrananlari böyle
mükafatlandiririz.”
Fetih Suresi 27. Ayet Andolsun ki, Allah gerçekten peygamberine o rüyayi hakkiyla dogru
gösterdi, Sanima yemin ederim ki, nsaallah Mescid-i Haram’a güvenlik içinde baslarinizi
kazitarak, kirkarak korkusuzca gireceksiniz! Ancak O, sizin bilmediginiz seyleri bildi de
ondan önce yakin bir fetih verdi.
Uyku Nedir?
Uykunun sebebi veya fonksiyonu bilinmemektedir. Chicago üniversitesi uyku
arastirmalarindan Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadigini tespit etmistir.
Adale yorgunluklarinin azalmasina ragmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyaci
olmadigini söylemistir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme
yetenegi vardir. Arastirmacilarin tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasina, ya
dinlenme veya uyku durumunda bulunmasina da gerek yoktur. Uyku sirasinda alinan EEG
kayitlari üzerinde yapilan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemistir. ngiltere Milli
Fizik Laboratuari Kompütür bilimleri bölümünde psikolog arastirmaci Dr. Evans’a göre
uykunun tek maksadi rüya görmemiz için, zemin hazirlamasidir. Stanford Tip Merkezi Uyku
Klinigi doktoru Dr.William Dument’in görüsüne göre ise; rüya görmek son derece önemlidir.
Rüyalar fiziki dengenin olusmasini saglanmaktadir. Temple Üniversitesinden Koruyucu ilaç
profesörü Dr.Fred.Rofers uykunun aktif hayattan tamamiyla uzaklasmak olmadigini,bilakis
yavaslayan kalp de dahil olmak üzere uzuvlarimizin degisik bir tip yasayis durumuna
girdigine inanmaktadir. Fakat yinede aklimiza su sorunun gelmemesi mümkün degil. Uyku
geceye ait bir aliskanlik olabilir mi? Uyku arastirmacilarinin babasi olarak bilinen Nathaniel
Klietman uyku haline geçebilmek için bir faaliyet sisteminde kritik bir seviyenin altinda
siddetli bir durum olmasi gerektigi inancindadir. Bütün kainata ölçülü bir hareket,yani ritim
hakimdir. Med-Cezir, günes ve ayin dogup batmalari,mevsimler,dünyanin ekseni etrafinda
dönmesi ve daha pek çok düzenli ve maksatli hareketler hep bu ritmi bize gösterirler.

Dr.Franz Halberg normal durumda ve 24 saatlik bir periyotta meydana gelen degismeler için
“circation” kelimesini kullanmistir. Vücut dengesi zamana bagli ritim degismeleriyle saglanir.
Azalarimizin ritminin en kifayetsiz oldugu anlarda uyku bastirir.Gecenin ilk uyku dönemine


hizli olamayan göz hareketi manasina gelen “NREM-non Raped Eye Movement”
denilmektedir.Vücudun dinlendigi en sakin uykudur bu.Nefesimiz düzgün ve sakindir. EEG
kayitlari ve beyin faaliyetleri düzgün ve imtiyazlidir.Horlamada bu uyku döneminde vuku
bulur. Hizli göz hareketi denilen (REM Ropel Eye Movement) faal uyku halidir.Vücut
hareketsiz olmakla beraber yüzde ve parmak uçlarinda düzensiz hareketler vardir. Horlama
kesilir.Nefes düzensiz haldedir.Yani hizli ve yavas arasinda ritim degisikligi
görülür.Bazilarinin kanaatlerine göre REM uyku hali degil bir çesit sara nöbetidir. Gece
uykumuzun 1.5 ile 2 saati REM uykusudur.NRAM ve Rem dereleri 70 ile 110 dakika
arasinda degisir.Ortalama 90 dakika olarak kabul edilmektedir. Ruhi depresyon geçirenler
REM uykusu olmadigi sürece kendilerini daha rahat hissederler. Rüya görme hadisesi
ekseriye REM döneminde olmaktadir.Pek çok kisi yatistirici ve u yku verici ilaçlari almalarina
ragmen REM döneminde faal uyku halinden kurtulamazlar. Halbuki alinan ilaçlarda Rem’i
tamamen veya kismen ortadan kaldirilmasi aranmaktadir.

Hiç yorum yok: